19 Mayıs 2013 Pazar

Moda Çizgileri – 6


Selamlar


7. haftada bitirmeyi düşündüğüm moda çizgileri yazı serimin 6ncı haftasında çizimlerimi sizlere vakit kaybetmeden aktarmaya başlıyorum.

Denizci kız kıyafeti Kayık yakalı, yarasa kollu, gövde kısmı salaş, etek kısmı ise strech olan kalın askılı bir elbise. Mavi ve beyaz çizgili elbisenin askıları mercan rengi ve mercan rengi bir de denizyıldızı süsü var. Mercan rengi kırmızı klasik ayakkabıları ise stilini pekiştiriyor. Kaptan şapkası, çapa şeklindeki kolyesi ve piposu ise aksesuarlarını oluşturuyor.


Helenistik tarzı günümüze uyarlama çabası olarak adlandırabiliriz bu çizimimi Kirli beyaz renge sahip elbise, mini pileli eteği ve ona uygun şekilde pileli üçlü askı tasarımı ve gövde kısmı salaş kesimi ile Helenistik tarzı modernize ediyor. Gladyatör tarzı pencereli bir çivi topuk çizme ile tarzı sade bir şekilde tamamladım.


Günlük bir kıyafeti tarz hale getirme çalışmam. Strech Jean pantolon, büzgülü koncu ile dikkat çeken sivri burun ve çivi topuklu botlar… Üzerine gri renk boğazlı body, onun üzerine ise siyah beyaz çizgili gövde kısmı salaş belden oturup dar inen askılı bir tunik…

Buz mavisi düşündüğüm elbisenin bel kısmını vurgulayan kısmı metalik mavi. Eldivenleri ve ayakkabıları da aynı şekilde metalik mavi… Elbise tül kumaştan, vurgu yerleri ve eldivenler ise saten… Stilleto tarzı ayakkabıları bilekten bağlamalı ipleri ile klasik görünümü hafif kırmaya yardımcı oluyor.


Dağınık bir Rock’N’Roll tarzı çalışmam. Siyah body üzerine kısa, zımbalı ve baskılı t-shirt… Yeşil strech pantolon, mor zımbalı kemer, mor bilekli bez ayakkabılar… Kırmızı kravat ve pembe tek parmağa takılan pembe eldiven…


Beyaz karpuz kollu ve şeffaf tül eklentili gömlek, siyah şalvar tarzı pantolon, pantolonun üzerine çekilmiş sivri burun ve siyah-yeşil deri kayışlarla hareketlendirilmiş kahverengi çizme… Kırmızı, kalın, kumaş kemer, siyah kafesli deri bileklikler, gümüş künye şeklinde kolye aksesuarları… Kadın külhanbeyi çalışması


V yakalı, yarasa kollu, diz üstü etek boyu, şık yırtmacı, bele oturan kesimi ve korseyi andıran bağcık süslemeleri ile yeşil-mavi tonlardaki batikli kumaşı ile dikkat çeken bir elbise modeli. Stilletto tarzı ayakkabıları, kolu kaplayan kumaş bilekliği ve tasma şeklindeki kolyesi de aynı ton ve bağcık vurgusu ile tarzı bütünledim.


Çocuksu ve renkli bir tarz Karpuz kollu çiçek baskılı tunik, altına kısa mor tayt, beyaz renk fakat mor ve pembe bağcıklı bilekli bez ayakkabılar… Pembe inci kolyesi ve mor minik tokaları ise aksesuarlarını oluşturuyor.

Haftaya son bölümde moda çizgilerimi toparlıyorum. Sanatla kalın…

12 Mayıs 2013 Pazar

Moda Çizgileri - 5


Moda Çizgileri – 5
Merhaba
5. hafta da çizimleri aktarmaya devam…


İlk çizimde sade bir atlet ve jeani şık bir hale getirmeye çalıştım. Jean’e çapraz şekilde bağcıklar ve büzgülü dar paça olarak düşündüm. Sivri burun babet, halka küpeler ve kolye ile tamamladım.

Yine günlük, spor bir tarzı şık bir hale getirme çabalarım. Siyah – beyaz tişörtü romantik ve gentleman kuru kafa ile hareketlendirdim. Strech jeanin paçaları büzgülü ve kısmen kesikleri var. Gözlük, bileklikler ve halka küpeler aksesuarlarını oluşturuyor. Yumurta burunlu babetlerle tamamladım.

Dans ederken uçuşacak bir model. Püsküllü eteği, bel kısmı oturan ve derin göğüs dekolteli abiyeyi Mary Jane tarzı sivri burun bir ayakkabı ile tamamladım. Derin göğüs dekoltesini zincirli bir kolye ile perçinledim.

Günlük tarzda bir kıyafeti nasıl sofistike bir hal alır? Üstü üste giymiş gibi görünen t-shirt, dar büzgülü paça , sivri burun babet, güneş gözlüğü, sallanan bileklik ve küpeler ile…

2006 Eurovision Tina Karol – Show Me Your Love şarkısını söylerken keşke kıyafeti böyle olsaydıdan yola çıkarak çizime döktüğüm bir kıyafet. Kat kat etekleri ve siyah beyaz kombini, savaşçı edası ile salınan kumaş parçaları ile detaylandırdım.

Mayokini, mini etek, file çorap, boksör ayakkabısı, bolero tarzında çizgili deri ceket ve sarı saçları arasına örgü ile katılmış siyah deri iplikler ile karman çorman bir tarz Christina Aguilera’nın “Dirty” şarkısından esinlenerek çizgilere dökmüştüm.



Rock ‘N’ Roll tarzı çalışmalarımdan biri daha… Siyah boyundan bağlı bluz üzerine, yarım melek kuru kafa baskılı t-shirt. Mini Jean etek yırtıklar ve zincirler ile süsledim. Zımbalı deri tasma, bileklik, kemer ve güneş gözlüğü aksesuarlarını oluşturuyor. Gladyatör tarzı zımbalı deri sandaletleri ile tarzı tamamladım.

Kahverengi ve çam yeşili rengini maskülen bir tarzla kombinleme çalışmam. Fötr şapka, gömlek üzerine kravat, kapri, parmaksız eldiven, üç renkli bileklik ve bez bilekli ayakkabı…

“Ben Kalender Meşrebim” cover’ında Aylin Aslım’ın giymesini istediğim elbise Kalp şeklinde gelen göğüs kısmı, düşük gibi duran askı tarzı ile kırmızı mini elbise altına siyah tayt. Bilekten bağlamalı, kumaş, hasır örgü detaylı dolgu topuğu ile dikkat çeken ayakkabı. Tacı ve gerdanlığı mücevherlerini oluşturuyor. Bir elinde parmaksız siyah eldiven diğer elin uzun kırmızı, belinde boncuklu kalın kemeri ve elinde sigarasının takılı olduğu takımı aksesuarlarını oluşturuyor.

50’li yılların modasını yorumlama çabalarım. Siyah kare yaka, yarasa kollu, diz altı eteğinde şık bir yırtmacı bulunuyor. Belin inceliğini vurgulamak için kırmızı kalın bir kemer aksesuarını düşündüm. Kırmızı stilettolar ve vintage makyaj ile tarzı tamamladım. İnci küpe, kolye, bileklik ve yarım kırmızı eldiven aksesuarları ile 1950’li yılların havasını pekiştirdim.

Maskülen tarz… Fötr şapka, dar gri kumaş pantolon, kırmızı t-shirt, pantolon askısı, yarım eldiven ve açık topuklu ayakkabı. Elinde sigarasının takılı olduğu takımı da unutmadım.  

Bakın ve görün. Sanatla kalın...

5 Mayıs 2013 Pazar

Moda Çizgileri – 4



Merhabalar,

4 üncü hafta ve çizimler bitesiye kadar size aktarmaya devam edeceğim. Kaldığımız yerden devam…

Karakter yaratma girişimlerim çok oldu. Bu da onlardan bir tanesi oluyor. Vampir kız Saten kumaştan düşündüğüm elbise, hakim yakalı, sivri ve keskin hatlara sahip. Belinde fiyonk şeklinde ön kısımda toplanan kemeri var. Siyah – kırmızı elbiseyi tamamlamak için aynı renklerde şeritlere sahip külotlu çorabı aksesuar olarak düşündüm. Çivi topuk, klasik siyah, rugan ayakkabı ile tamamladım.


Bir diğer karakter denemesi; pembeler ve incilerle süslü bir melek. Üçgen şeklindeki pembe tonlarında tül parçaları kat kat olacak şekilde uçuşan bir etek olarak düşündüm. Üzerinde sade bir ince askılı bluz var. İnci kolye, bileklik detaylarını ayakkabı da devam ettirdim. Eteğin tülleri ile uzun eldiven şeklinde bileklik de düşündüm. İki sevimli kurdele ile saçları yarım topladım.


Siyah ve beyaz. Boyundan bağlı, sırt dekolteli, kat kat etekleri olan ve belinde kemer detayı olan iki renkli kıyafet çalışmam.


Kalp şeklinde göğüs kısma sahip elbise, 50’li yılların modası olan düşük gibi duran askı detayına sahip. Etek boyu uzun fakat hanım efendilikten çıkmak için yırtılmışcasına uçuşan parçalara ayrılmış. Kalp şeklinde altın kolye ve bilekliklerle aksesuarları oluşturdum. Yine aynı detaylarla sandalet tarzı açık topuklu ayakkabı ile kıyafeti tamamladım.


Kahverengi derinden üzeri Western tarzda baskıya sahip boyundan askılı bluz. Yanlarında yırtmaçları olan ve zımba detayı olan Jean. Sivri burun ve çivi topuğa sahip kovboy çizmesi. Dağınık, dalgalı, kızıl - kahve saçları ile Western karakterim.


Boğazlı ve kuru kafa baskılı bluz üstüne gümüş düğme ve çizgi detayları olan deri ceket. Bermuda boyutlarında Jean. Büzgülü, sivri burun, çivi topuk botlar. Kırmızı zımba detaylı kemer. Üç renk, iki sıra tahta bileklikler. Ve vazgeçilmezim halka küpeler. “i love rock ‘n’ roll” tarzı


Safari tarzı cepli kapri, üzerine göbeği açık baskılı ve yaka bluz, boksör ayakkabısı, Ra işli kep. Yıldız şeklinde gümüş kolye, kumaş eldiven – bileklik, zincir bileklik ile bir diğer bir Rock ‘N’ Roll tarzı.


Rock ‘N’ Roll tarzına devam. Siyah, metal zımbalı, kumaş ceket. Kumaş, pileli, mini siyah etek. Fileli çorap ve boksör ayakkabısı…


Bir diğer Western tarzı… Beyaz kumaştan ceket ve şortun üzerinde kahve tonlarında süet detaylar bulunuyor. Kovboy çizmeleri, şapka, kemer ve çanta aksesuarı bulunuyor.


Pasaparola adlı bir yarışma programı vardı bu kıyafet tamamen oradaki dansçı kızlar için düşünmüştüm. Uçuşan iplikler, halka küpeler ve kat kat mini etek.


Siyah, mini ve yırtmaçlı elbise… Sarı ve yeşil renk ve büzgü detayı bulunuyor bel ve göğüs bölgesinde. Mary Jane tarzı ayakkabıları var. İki adet yaldızlı kalın bileklik ve halka küpeler ise aksesuarlarını oluşturuyor.

Bu haftalıkta bu kadar olsun. Haftaya devam etmek üzere sanat ile kalın.

1 Mayıs 2013 Çarşamba

Moda Çizgileri – 3


Merhaba :)

Üçüncü haftada da çizimlerimi sizlerin beğenisine sunmaya devam ediyorum.


Bol paça kot pantolunu, pembe taşların sarktığı kemer ile süsledim. Yakası ve omuz kısmı olmayan sert kumaştan sırt dekolteli sade bir bluz. Kemerdeki taşlardan düşünülmüş şık bir kolye ile tamamladım. Ayakkabıları krampon tarzı bir spor ayakkabı olarak düşündüm.


Country tarzı denemem de ise lacivert taşlarla bezeli bol paça pantolonu, sırtında at figürü olan sade, sivri yakalı ve düğmesiz gömlek ile tamamladım. Sivri burun çizme ve hasır şapka ise aksesuarları oluşturuyor.


Siyah – beyaz mini elbise. Boyun askısının yanı sıra, cesur sırt dekoltesine kadar uzanan askıları, göğüs altından sırtına uzanan şeridi ve kalça kısmında kocaman bir fiyonk olmuş siyah şeridi ile aksesuara gerek duymayan bir elbise düşündüm. Tek elde siyah bir kumaş eldiven olabilir. Siyah, sivri burun, Mary Jane tarzı ayakkabı ile tamamladım.


2004 Eurovision’unu Ukraynalı Ruslana kazanmıştı. Bu kıyafet o ve şarkısından esinlenerek çizgilere döküldü, tarafımca. Savaşçı, güçlü kadın vurgusunu ön plana çıkarmaya çalıştım. Kahverengi deri üzerine, gümüş ve altın rengi zımbalar. Siyah iplerle çeşitli yerlere yapılmış vurgular. Kuş tüyü şeklinde gümüş küpe.


Keskin çizgileri sevmişimdir. Ve zaman zaman savaşçı bayanlar çizme girişimlerim olmuştur. Akrep kuyruğunu andıran bir saç örgüsü ve onu tamamlayan metalik mavi taşlar… Rengarenk parçalardan oluşmuş, asimetrik etek. Eteğin renklerine sahip sivri burunlu çizme.


Gelinlik çalışmam. Dağınık topuz ve inci kolye ile düşündüğüm gelinlik, derin yırtmacı ile dikkat çekiyor. Beyaz ve krem rengi kombinini keskin çizgiler ile pekiştirdim. Sırt dekoltesi de incilerle süslü olmak ile birlikte sivri burun, Mary Jane tarzı ayakkabısında da yine inci detayları bulunuyor.


70’li yılların Abba’sından etkilenerek çizgilere döktüğüm kıyafet. 70’li yılların modası düz uzun ve kırpmalı saçlar. İspanyol paça pantolon ve oldukça cüretkar bikini tarzı üst. Parıltılı pembe, parıltılı mavi ve gümüş rengi çizgiler ile hareket ve renk kattım.

Helenistik tarz denemem. Beyaz ve salaş, tek omuzlu elbise… altın yaldızlı şeritler ve bele oturan mor kesim ile detaylandırdım. Altın ve oymalı, bilek süsleri ile gerdanlık aksesuarları oluşturuyor. Sandaletler ise Helenistik tarzı pekiştiriyor.


Süet, gülkurusu ve büzgülü çizmeler için iki farklı kombin oluşturdum. İkisinde de yine gülkurusu rengi kep bulunuyor. Kot etek, kalın siyah çoraplar, gülkurusu gömlek, siyah eldivenler ve inci detayları ilk kombin. İkinci kombin ise; Jean pantolon, gülkurusu ceket, siyah boğazlı kazak, koyu mavi fular ve eldivenden oluşuyor.

Bu haftalık da bu kadar olsun. Bende çizimler daha bitmez :)
Sanat ile kalın…

19 Nisan 2013 Cuma

Moda Çizgileri – 2



Merhabalar;

Bu hafta kaldığım yerden sizlere çizimlerimi sunmaya devam edeceğim.

2004 yılında bir ara büzgülü kıyafetler oldukça revaçtaydı. Bende doğal olarak etkilenip kendi tarzımı çizgilere döktüm. Malum siyah mini elbise her bayanın dolabında olması gerekenler arasındadır. Elbisenin etek kısmına minik bir büzgü ve taşlarla süslü ip aksesuarı yerleştirdim. Aynı taşları ayakkabının bilek kısmı ve elbiseyi tasma gibi boğaza bağlayan kolye etkisinde düşündüm. Ve de bileklik olarak. Taşlar akik, lacivert ve kahve tonlarında. Saçlar dalgalı ve dağınık şekilde toplanmış.

Korse elbise olsaydı ne olurdu düşüncesi ise bu kıyafeti doğurdu. Oldukça salaş düşündüğüm elbisenin bel kısmında bir bağcık şeklinde kemeri bulunuyor. Göğüs kısmında da aynı şekilde korseyi andıran sırta kadar uzanan ve boyundan bağlanan bağcık aksesuarı bulunuyor. Biri kalın diğeri ince korse tarzında bileklikler ile tamamladım.

Benim Cleopatra’m J . Yarasa kollu, göbeği açık üst ve cesur yırtmaçlı uzun eteği altın yaldız çizgileri ile süsledim. Altın rengi tacı ince olduğu için saçta doğal bir parıltı gibi duruyor.

Oryantal tarzı denemem. Altın yaldızlı oryantal süsler, çarık şeklinde ayakkabılar, yanları yırtmaçlı şalvar… Saçlar sıkıca toplanmış.

Asimetrik kesim, cüretkâr ve sade bir elbise. Turkuaz rengini yine aynı renkteki taşlarla süslenmiş kibar bir kolye ile tamamladım. Saçlar yine sıkıca toplanmış.

Natural tonlarda düşündüğüm elbisenin tek kolu uzun diğeri askılı olarak düşündüm. Örgü kemerinden sarkan turkuaz boncukları var. Saçının bir kısmı da örgü yapılıp turkuaz boncuklarla süslenmiş. Bodrum sandaleti tarzında ayakkabılar ile natürelliği tamamladım. Gülten Dayıoğlunun “Gökyüzündeki Mor Bulutlar” kitabını okuyanlar bilir, Jambuna Ana bu kombindeki esin kaynağımdır.

Bu kıyafeti Beyonce’un “Crazy in Love” şarkısının klibini izlerken düşündüm. Asimetrik kesim, cesur ve tek omzu açık beyaz elbise. Compaq makine ile beyaz olduğu için ancak bu kadar netleyebildim.

Asimetrik kesim ve korse tarzı bele oturan abiye modeli. Saten kumaştan düşündüğüm elbise dore ayakkabı ve aksesuarlarla tamamladım.

Haftaya tekrar çizimlerimi aktarmaya devam edeceğim. Sanatla kalın... :)

10 Nisan 2013 Çarşamba

Moda Çizgileri

Merhabalar;

Bu hafta farklı bir görselliği konu edinmeye karar verdim. Çizim ve moda tasarım.

Kendimi bildim bileli çizmeyi, boyamayı, kesip biçmeyi ve bir şeyler yaratmayı severim. Çocukken; karton, mukavva, el işi kağıdı, renkli fonlar, ipler, yapıştırıcılar, her türlü boya, kalem, defterler,  makas vb en yakın arkadaşımdı. Sayısal dersleri sevmez zorla geçerdim. Resim dersim her zaman iyiydi. Neredeyse tüm sınıfın resim ödevini ben yapardım. Hatta benden yaşça küçük ve alt sınıfta okuyan kuzenimin resim ödevlerini bile. Yavru sokak kedilerine çöpleri karıştırıp ev yaptığımı hatırlıyorum. Herkes ip atlar, seksek oynardı. Ben yalnız başıma çamurla oynamayı tercih ederdim. Zaman zaman acaba “ben deli miyim uzaylı mıyım” diye düşünürdüm. Halbuki herkesin yeteneği, zekası farklı yönde çalışıyormuş.  Şu anda da fotoğraf çekmeye, grafik programlarında görsel çalışmalar yapmaya devam ediyorum. Bunların yanı sıra 2000 yılından beri çeşitli görselliklerden etkilenerek kendimce modasal çizimler yapıyorum. Önümüzdeki birkaç hafta bu çizimlerimi beğeninize sunacağım.

Hadi başlayalım J


Bu elbiseyi çizerken Kylie Minoque’un bir ödül töreninde taktığı bir kolyeden esinlenmiştir. Gümüş, elips şeklinde büyüyerek aşağı doğru inen ve büyük, parlak, gece mavisi renkli taşla son bulan kolye. Aynı renklerde elips şeklindeki taşlardan kibar, açık, ince topuklu ayakkabı. Ve sade, etek boyu asimetrik şeklinde uzanan beyaz elbise.



İkinci yavruağzı elbiseyi ise Beyonce’un ismini şu an ismini hatırlayamadığım bir klibini izlerken oluşturdum. Keşke kıyafeti böyle olsaydı dans ederken daha güzel görünürdü, düşüncesiyle.  Retro topuklu, bilekten bağlı, açık ve lame renkli ayakkabı ile kombinledim. Üst kolda kalın gümüş bileklik ve elinde de gümüş birbirine bağlı yüzük-bileklik ile aksesuarlarını tamamladım.



Üçüncü elbise ise bir gece lambasından ortaya çıktı. Gece lambası etek olsaydı diye düşündüm gerisi kendiliğinden geldi. İki renkli, diz üstü çizme, tek eldiven, iki renkli saç tokası ve sarkan boncukları ile tasma şeklindeki siyah kolye tamamlayıcı ögeleri oldu.



Dördüncü elbise tamamen pembe rengin cazibesinden kaynaklandı. Sade ve cüretkâr bir kesimi var. Güneş şeklinde gümüş aksesuarlarla tamamladım.



Beşinci kıyafet Amerie isimli şarkıcının “1 thing” isimli şarkısının klibinde giydiği sarı renkli eteği kendimce yorumlayıp kombinleme çalışmam.



Yeni figürlerde görüşmek üzere…Sanatla kalın…

2 Nisan 2013 Salı

Kelebeğin Rüyası


Şimdi Kelebek Uyandın mı?

Filmin Öyküsü

Yılmaz Erdoğan'ın gerçek kişilerden ve olaylardan yola çıkarak senaryolaştırdığı Kelebeğin Rüyası, Zonguldak'ta yaşayan, iki genç şair Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu'nun hayatlarına dokunuyor. Modernleşmekte olan Zonguldak’ta memuriyet hayatlarını sürdürürken, bir yandan da sanatla, edebiyatla ve en çok da şiirle iç içe yaşamaktadırlar. Genç Cumhuriyet ülkesi, bir yandan modernleşme çabasındayken, aynı yıllarda II. Dünya Savaşı yaşanmaktadır. Belediye Başkanı'nın kızı Suzan'ın Zonguldak'a geri gelmesiyle Rüştü ve Muzaffer iddiaya girer. Suzan için şiir yazacaklar ve Suzan'ın en çok beğendiği şiiri yazan iddiayı kazanacaktır. Henüz lise öğrencisi olan Suzan, çevrenin istememesine rağmen iki gençle yakın arkadaş olur. Fakat 1940'lı yılların vebası olan verem, iki şiir sevdalısının da genç yaşta ölümüne sebep olur.

Çekimler Zonguldak ve İstanbul'da gerçekleştirilen yapım aynı zamanda Zonguldaklı madencilere ve mükellefiyet kanununa da değiniyor. Oyuncu kadrosunda Yılmaz Erdoğan'a Mert Fırat, Kıvanç Tatlıtuğ, Belçim Bilgin, Taner Birsel, Ahmet Mümtaz Taylan, Farah Zeynep Abdullah gibi genç-usta pek çok isim eşlik ediyor.

Karakterler Hakkında Bilgi

Filmde Yılmaz Erdoğan'ın orta yaşta bir edebiyat öğretmeni olarak canlandırdığı Behçet Necatigil aslında 1941'de henüz 25 yaşında olan genç bir edebiyat öğretmenidir. Varlık Dergisi'ndeki ilk şiiri ise 6 yıl önce yayınlanmıştır. Yılmaz Erdoğan’ın şair Behçet Necatigil karakteri naif esprileri ile filmi yumuşatıyor ve mesajlar veriyor.

Mert Fırat’ın canlandırdığı Rüştü Onur 1920 doğumlu bir Türk şairidir. 22 yaşında veremden hayatını kaybeden şair, hastalığının şiddetlendiği 1941-1942 yıllarını iş ve hastane arasında geçirmiştir. Zonguldak M. Çelikel Lisesi’nde bir sene öğretmenlik yapan Behçet Necatigil ve yakın arkadaşı şair Muzaffer Tayyip Uslu ile birlikte Zonguldak’ta çıkan dergi ve gazetelerde ve İstanbul’da yayımlanan Değirmen mecmuasında şiir ve yazılar yayımlamıştır. Sağlığı kötüleşince İstanbul’a giderek Heybeliada’daki Senatoryumda tedavi görmüş ve bu sırada tanıştığı, aynı kurumda tifodan yatmakta olan Mediha Sessiz ile nişanlanmıştır. Aynı yıl İstanbul’a giderek nişanlısının evine yerleşmiş. Nişanlısının 3 ay sonra tifodan ölümü üzerine kendi durumu da ağırlaşmış ve Beşiktaş’ta Şair Leyla Sokak’taki evinde 2 Aralık 1942'de yaşamını yitirmiştir.

Kıvanç Tatlıtuğ’un canlandırdığı Muzaffer Tayyip Uslu 1922 doğumlu bir Türk şairidir. Zonguldak'ta lise öğrenimi sırasında Behçet Necatigil'in öğrencisi olmuştur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ndeki yüksek öğrenimini yoksulluğu ve hastalığı nedeniyle sürdürememiş ve Zonguldak'ta çalışmak zorunda kalmıştır. O da arkadaşı Rüştü Onur gibi 1946 yılında veremden ölmüştür.


Filmle ilgili detaylar

- Tarihi Akdeniz Gemisi'nde, tasarım, üretim ve uygulaması Türkiye'de gerçekleştirilen ve kullanılan ilk hareketli kamera sistemi Wirecam kullanılmış.
- Heybeliada'daki çekimler için güneşli bir sonbahar gününde set karlarla kaplanmış.
- Özel efekt çalışmaları için 60 kişilik bir görsel efekt ekibi çalışmış.
- Hastane idari personeli, tıbbi personel ve hastaların kostüm ve aksesuarları döneme uygun olarak üretilmiş, 250'nin üzerinde yardımcı oyuncu havadan ve denizden gerçekleşen çekimlerde görev almış.
- 7 senedir kapalı olan Heybeliada Sanatoryumu film için yeniden restore edilmiş.
-Çekimler 105 günde tamamlanmış.
-Kelebeğin Rüyası, 2013 Los Angeles Türk Film Festivali'nin de açılış filmi olarak seçilmiş.


Film ismini bir tao hikayesinden almıştır. Hikaye kısaca şöyledir; Chuang Tzu rüyasında bir kelebek olduğunu görür. Uyandığında ise kendisini rüyasında kelebek olduğunu gören Chuang Tzu mu, yoksa rüyasında Chuang Tzu olduğunu gören bir kelebek mi olduğuna karar veremez. Filmde Suzan karakterine bu hikayeyi Muzaffer anlatır. Rüştü’nün ölümü üzerine Suzan, Muzaffer’e; “Kelebek uyandı mı şimdi” diye sorar.

Kıyafetler, olaylar ve mekanlar dönemin ruhunu izleyiciye geçiriyor. Maden işçileri ve Mükellefiyet kanununa değiniliyor. Maden işçilerinin o zaman ki koşullarını gözler önüne serilirken adeta günümüze de göz kırpıyor. Zengin ve yoksul halk arasındaki zıtlığı pekiştirmek için dönemin büyük problemi olan verem, tifo gibi hastalıklar en gerçekçi hali ile aktarılıyor. Çoğu kişinin düzgün beslenememekten hastalıklarının ilerlediği iletiliyor. Yani yaşadıkları kalitesiz hayat sonucu çoğu kişi hastalanıp ölüyor. İzleyici, halkın o dönemde ne derece uç noktalarda yaşadığını anlıyor. Zengin çok zengin, fakir ise tam fakir…

Muzaffer Tayyip ve Rüştü Onur’un hayatları boyunca hiç dolma kalemleri olmamış. Kaldı filmde kurşun kalem ve daktilo sevdalarına olan vurgu bu yüzden yapılmış.

Zengin kesimin daha çok spora, dansa yöneldiği ve hastalıklar hakkında tam bilgileri olmadığı için fakir kesime ucube gibi davrandığı, hor gördüğü resmediliyor. Fakir kesimin ise çektiği sıkıntılar sebebi ile daha çok şiire ve sanata yöneldikleri anlatılıyor. Maddi açıdan yoksul ama sanatsal açıdan oldukça zengin oldukları vurgulanıyor. Bir şair için her şeyin şiirin bahanesi olduğunu da hatırlatıyor. Acı, sıkıntı, aşk, hastalık, ölüm ve hatta anne bile…

Şairlerin işsiz olarak kabul edildiği bir dönem. Fakat Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip için şairlik o kadar önemli ki Rüştü’nün mezar taşına Muzaffer “Şair”i ekliyor. Şiir ve edebiyat aşkının insana neler yaptırabileceği izleyiciye gösteriliyor. Öyle ki Muzaffer Tayyip’in iş yerinden daktilo çalıp işten kovulmayı bile göze alıyorlar. Şiir yazmak için güzel ve zengin bir kız seçip iddiaya giriyorlar. Şiirlerinin yayınlanması için verdikleri çaba gözler önüne seriliyor. Yani izleyicilere “Şair” sıfatının onlar için önemi aktarılıyor. Arkadaşlıklarının da yine her şeyin üstünde olduğu anlatılıyor.

Filmin sonunda Muzaffer Tayyip’in defini sahnesinde uçuşan pamukçuklarla  (diğer isimleri ile pisipisi, şeytan tüyü) göstergebilime başvurulmuş. İzleyiciye şairlerin hayatlarının baharlarında öldüğü anlatılmaya çalışılmış.

Yılmaz Erdoğan’ın senaryoyu araştırması, yazması ve filme dökmesi 7 yılını almış. Şair yönü ile de tanıdığımız Erdoğan sayesinde, Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip ve nicelerini seneler sonra anma imkanı buluyoruz. Filmin vermek istediği mesajı ise Muzaffer Tayyip Uslu’nun “Öldükten Sonra” adlı şiiri oldukça gerçekçi bir şekilde aktarıyor.


Öldükten Sonra

Diyecekler ki arkamdan
Ben öldükten sonra
O, yalnız şiir yazardı
Ve yağmurlu gecelerde
Elleri cebinde gezerdi
Yazık diyecek
Hatıra defterimi okuyan
Ne talihsiz adammış
İmanı gevremiş parasızlıktan

Muzaffer Tayyip Uslu