22 Mart 2013 Cuma

Killing Them Softly



Kibarca Öldürmek

Yerel bir çetenin yönettiği,  yüksek bahisli ve korumalı bir poker oyunu sırasında bir soygun meydana gelir. Soygunu gerçekleştirenler arkasında pek çok iz bırakır. Bu soygunu araştırmak ve gerçekleştirenleri öldürmek işi profesyonel bir kiralık katil olan Jackie Cogan’a verilir. Soğukkanlılığı ve acımasızlığı ile tanınan Jackie duygusal iletişimden hoşlanmadığı için işini 'temiz' ve 'kibarca' yapar. Jackie aynı zaman da yaşadığı ülkenin gerçek yüzünü görebilen bir adamdır.

Brad Pitt’in kariyerinde ilk kez kiralık katil rolünde yer aldığı film, eski Boston savcısı, yazar George V. Higgins’in “Cogan’s Trade” adlı romanından uyarlandı. Brad Pitt’e filmde Richard Jenkins, James Gandolfini ve Ray Liotta eşlik ediyor.



Açılış sekansında genç bir adamın tünel gibi bir yerden geçtiğini ve arada başkan adayı Barack Obama’nın halka seslendiğini görüyoruz. Burada izleyici anlıyor ki ülke de fırtına öncesi sessizlik hakim ve ülke bir geçiş sürecinde bulunuyor.

İzleyici, filmin, çete ve kiralık katil olgusundan çok vermek istediği mesajı daha ilk dakikalardan anlıyor. Film boyunca, araba radyosu ya da barlardaki TV’lerden verilen haberlerden veya billboardlardaki afişlerden, bir derdim var diye bağırıyor adeta. Hatta bu bilgilerin verilmediği düşünülse film, izleyici için ara sıra sıkıcı, zor ilerleyen ve anlamsız bir hal alabilirdi. Seyirciye, 2008 yılında gerçekleşen ABD başkan seçimi öncesi soygunun gerçekleştiği aktarılıyor.

Filmin esas vermek istediği mesajı, seyirci, filmin sonunda Brad Pitt’in canlandırdığı karakter sayesinde öğreniyor. Jackie karakteri ABD başkanın belirlendiği gece işini bitirmiş ve parasını alacak olmanın mutluluğu ile patlayan havai fişeklerin arasından bir bara gelir. Havai fişekler göstergebilimsel olarak hazza ve zafere işaret ediyor. Bu sırada yeni başkan Obama ilk konuşmasını yapıyor. “ Siyah, beyaz, Asyalı, gay, normal,kadın,erkek… Biz hiçbir zaman bireysel bir toplum olmadık. Hepimiz farklıyız ama hepimiz eşitiz. Biz her zaman Amerika Birleşik Devletleri olduk. Tek bir toplum, tek bir insan olduk. Demokrasi, özgürlük… Biz biriz.” Bardaki TV’den konuşmayı dinleyen Jackie yanındaki adama: “Güldürme beni. Ben Amerika’da yaşıyorum ve Amerika’da tek başınasın. Burası sadece ülke değil, burası aynı zamanda bir iş. Şimdi bana paramı öde.”

Jackie karakterinin bu sahnesi ile Amerikan rüyası diye bir şeyin gerçek olmadığını yönetmen seyirciye aktarıyor. Ekonominin kötü olduğu, kumar oyunlarının, çetelerin, silahlanmanın, uyuşturucunun ve alkolün yaygın sorunlar olduğu anlatılıyor. Bireylerin para için çeteleşip kumar oynan yerleri bile soyduğu vurgusu var. Mutsuz olan ve geçim sıkıntısı çeken yalnız bireylerin alkol ve uyuşturucuya yöneldiklerini de dile getiriyor. Aile ve evliliklerin filmlerde gösterildiği gibi olmadığını Mickey karakteri üzerinden aktarıyor. Yeraltı dünyasının bile birbirine girebildiğini ve orada da bir piyasa olduğunu hatta o an için durgun olduğunu söylemekten de geri durmuyor. Yani izleyiciye, Amerika’nın tek büyük güç, bir millet olduğunun sadece lafta olduğunu vurguluyor. Diğer Hollywood filmlerinde gösterildiği gibi herkes şahane evlerde oturup, lüks araba, süper kariyere sahip olmadığını bunların sadece senaryo olduğunu gözler önüne seriyor.

Çekimler filmin ruhuna uygun olarak dış sahnelerde kasvetli yağmurlu havada geçiyor. İç sahnelerde ise daha loş ışıklı mekanlar kullanılmış.

Film ismini, aslında soğukkanlı ve acımazsız bir katil olan Jackie’nin para uğruna, uzaktan, duygusal temasa girmeden işini yapmak istemesi, kibarca ve sessizce öldürme çabasından alıyor.

Meraklısının sabırla izleyip keyif alacağı bir yapım olan Kill Them Softly, hafta sonu için doğru seçim olabilir. Sanatla kalın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder